Osmanlı Devleti’nde Yörükler ile Yerleşiklerin Kavgası: Kayıp Köyler Meselesi

Osmanlı Devleti’nde Yörükler ile Yerleşiklerin Kavgası: Kayıp Köyler Meselesi

Alpaslan DEMİR

Özet

Konar-göçerlerin hareketleri, nüfusun arttığı ve daha önemlisi devlet otoritesinin zayıfladığı dönemlerde, yerleşik köylünün yerini yurdunu terk etmesi için önemli bir unsur olmuştur. Nüfusun fazla olmadığı ve tarım alanının görece geniş olduğu ilk devirlerde, devlet otoritesi de güçlü olduğundan, konar-göçerlerin hareketleri bir sıkıntı oluşturmazken, ne yazık ki sonraki dönemlerde işler değişmiştir. Nüfusun artması, yerleşme dokusunun yoğunlaşması, tarım alanlarının artık yetersiz kalması ve hepsinden önemlisi, devlet otoritesinin zayıflaması ile konar-göçerler rahat ve pervasız hareketler yapmaya başlamışlardır. Yerleşik nüfusun ekim alanlarına zarar verdikleri gibi insanların canlarına kast etme ve hatta eşkıyalık yapma gibi kanun dışı işlere de başlamışlardır. Dolayısıyla yerleşik köylü bu sıkıntılar ile mücadele etmektense, kolay olanı tercih ederek yerini yurdunu terk etmişlerdir.Osmanlı iskân tarihi için önemli bir problem olan terk edilmiş/kaybolan köyler mese­lesini müstakil bir çalışmada ilk ifade eden kişi Suraiya Faroqhi’dir. 1976 yılında sunduğu “Anadolu İskanı ile Terkedilmiş Köyler Sorunu” başlıklı bildirisiyle araştırmacıların ilgisi­ni bu konuya çekmek istemiştir. Fakat 1976 yılından yakın döneme kadar bu konuda müstakil bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmada konar-göçer yerleşik mücadelesi Osmanlı Devleti’nde önemli bir problem olan terk edilmiş/kaybolan köyler problemi çerçevesinde değerlendirilecektir.

Anahtar Kelimeler: Göç, Osmanlı, Konar-göçer, İskan, Demografi.

Bu makale 4189 kez okundu

Tam Metin:

LİSANS

Gazi Akademik Bakış Dergisi’nin içeriği Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

ISSN: 1307-9778 E-ISSN: 1309-5137

 

Powered By SOL INVICTUS