Özet
Terörizm, özellikle Soğuk Savaş sonrası dünyada uluslararası politik gündemi sıklıkla meşgul etse de, modern bir fenomen değildir. Hiç kuşkusuz 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’ye yönelik olarak on dokuz El Kaide militanı tarafından gerçekleştirilen terör eylemi, terörizm açısından tam bir kırılma noktasıdır. Bu noktadan sonra değişen organizasyon yapısı ve yöntemleriyle “yeni terörizm” olarak ad-landırılmaya başlanan terörün motivasyon kaynakları ile uygulamaları da önemli ölçüde değişmiştir. Öncelikle yeni terör örgütlerinin minimum emir komutanın geçerli olduğu gevşek yatay ağlar şeklinde örgütlenmeye başladıkları görülmektedir. İkinci olarak bu terör dalgasındaki örgütlerin kendilerinden öncekilere nazaran konvansiyonel silahların yanı sıra kitle imha silahlarına yönelik ilgilerinin ve erişim isteklerinin de arttığı müşahede edilmektedir. Ayrıca bu yeni terör dalgasının ideolojik olarak mistik ve dini motivasyonlara dayalı olduğu söylenebilir. Diğer taraftan bu yeni terörist örgütler eylemlerin¬de can kayıplarını en üst seviyeye taşıyacak alışılmadık asimetrik yöntemler kullanmaktadırlar. İlave olarak bu örgütlerin, teknolojik gelişmelere paralel olarak, sosyal medya gibi yeni iletişim araçlarının kullanımında da uzmanlaştıkları görülmektedir. Hiç şüphesiz 11 Eylül saldırılarının ardından yeni terörizm tartışmalarının daha yoğun bir şekilde yapılmaya başlandığı bir ortamda DAEŞ’in kullandığı yöntemler ve uyguladığı taktiklerle muadili olan örgütlerin de önüne geçerek yeni terörizmin en önemli temsilcilerinden biri haline geldiği söylenebilir. Bu çerçevede çalışmada, yeni terörizmin geleceğin güven¬lik ortamına etkileri, yeni terör tanımının sahadaki en iyi örneklerinden biri olan DAEŞ terör örgütü üzerinden ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler:
Bu makale 1998 kez okundu