Özet
Yüzyılı aşkın süredir hiçbir tarihsel araştırma konusu, Orta Çağ’ın başlarında Batı kırsalının sıradan sakinlerinden daha fazla ilgi çekmemiş veya tutkuyla tartışılmamıştır. Orta Çağ Avrupa’da sıradan insan hangi soydan geliyordu ve hangi temel karaktere sahipti? Özgür müydü yoksa değil miydi? Mülk sahibi miydi yoksa ekonomik açıdan bağımlı mıydı? Savaşarak mı, çalışarak mı, yoksa iki mesleği birleştirerek mi yaşadı? Bunlar, erken Orta Çağ Avrupa tarihi çalışanlar için cevaplanması gereken önemli sorulardı. Bu soruların cevaplarını Mark teorisinde ve onun ortaya çakmasını sağlayan Mark birliklerinde (Markgenossenschaft) aramamız gerekir. Germen tarihçileri atalarının özgür insanlar olduklarını savundukları bir teori ortaya attılar. Bu teoriye göre Roma İmparatorluğu’ndan sonraki dönem bilindiğinin aksine karanlık bir dönem değildir. Germen kavimleri, erken Orta Çağ’da Batı Avrupa topraklarında medeniyeti yeniden inşa ettiler. Erken Germen insanının özgürlüğünün koşulu olarak kabul edilen bu teoriye Germen tarihçiler “Mark Teorisi” adını verdiler. Mark teorisi çerçevesinde sıradan insanın toplumdaki yeri ve önemini konu aldığımız bu çalışmamız feodalizm öncesi erken Orta Çağ Avrupa toplumu hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. Ayrıca Orta Çağ Avrupa tarihi çalışmalarına da yeni bir bakış açısı sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Mark, Erken Orta Çağ, Avrupa, İngiltere, Sıradan İnsan
Bu makale 0 kez okundu